Endüstriyel kenevir tohumları genellikle 3 ana türe ayrılmaktadır: yağ tohumu, lif tohumu ve hibrit (iki ürün için de kullanılabilecek tohumlar).
Kenevir bir kısa gün bitkisidir, yani günlerin 12 saatten az olduğu zamanlarda çiçeklenmektedir. Dolayısıyla bu bilgi göz önünde bulundurularak yapılan erken ekimler sonucu hem vejetatif büyüme daha yoğun olacak hem de tohum üretimi için daha dirençli, lif üretimi içinse daha uzun ve dayanıklı yapıda bitkiler elde edilecektir. Kuzey yarımküredeki ülkeler göz önünde bulunduğunda 21 Haziran tarihini takip eden 4-5 hafta içinde vejetatif büyüme yavaşlamaya başlar ve çiçeklenme süreci tetiklenir.
Kenevir bitkisi dioik (iki evcikli) bir yapıya sahiptir ve bu demek olur ki bitkiler erkek veya dişi olabilir. Erkek ve dişi oluşuna göre ise bitkinin büyüme hızı ve gelişimi ciddi oranlarda farklılıklar gösterir (Van der Werf and Van den Berg, 1995). Erkek bitkiler erkek çiçeklenmeye ve erken yaşlanmaya daha meyilli olurlar. Dişi bitkiler ile aralarındaki bu farkı minimize etmek için ise birçok kültür bitkisi tek evcikli olacak şekilde yetiştirilmiştir. Bunun sonucunda ortaya çıkan bitkilerin çoğunluğunun dişi olması ve polenlenme için yalnızca küçük bir yüzdenin erkek olması sağlanmıştır. Erkek bitkiler tohum üretemediği fakat bir erkek bitkinin birçok dişi bitkiyi dölleyebildiği ve erkek bitkilerin çiçeklenmeden sonra ölmesi sonucu yeterli lif konsantrasyonuna sahip olmamaları göz önüne alındığında bu yöntemin çok daha optimize olduğu görülmektedir.
Toprak: Yaygın olarak bahsedilen bir bilgi, kenevirin her yerde büyüyebildiğidir. Kenevir bitkisinin büyümesi için en uygun koşullar gevşek, iyi havalandırılmış killi(lom), verimli ve organik madde açısından zengin topraklardır. pH seviyesi ideal olarak 6 -7.5 arasında olmalıdır. Drenajı iyi yapılmış ve eşit kil yoğunluğuna sahip topraklar kullanılabilir fakat drenajı yetersiz yapılmış veya yanlış yoğunluktaki topraklara yapılan ekimlerde yaygın olarak fide çökelmesi durumuna maruz kalınmakta ve başarısız olunmaktadır. Bunu yanında kumlu topraklar da yeterli sulama ve gübreleme ile verimli bir üretim için hazırlanabilmektedir. Fakat bunun getirdiği ekstra maliyetler üretimi ekonomik olmaktan çıkartabilmektedir.
Ekim Derinliği: Tohum yataklarının hazırlanması, kenevir üretiminin önemli efor harcanması gereken kısımlarındandır. Sonbaharda pullukla sürme işlemi tavsiye edilmekte ve sonrasında ilkbahara doğru tohum yataklarının hazırlığına başlanmalıdır. Sıkı ve 19 - 31 mm derinliğinde yataklar kullanıldığında en iyi sonuçların alındığı görülmüştür. Daha derin ekimlere karşı da tolerans vardır fakat bu durumda fide çökelmesi ile daha sık karşılaşılmaktadır.
Ekim Zamanı: Tohumların donma derecesinin biraz üzerindeki sıcaklıklara kadar çimlenebilmesine rağmen 12-15 santigrat derece sıcaklığındaki toprak koşulları en uygun olarak kabul edilmektedir. Genel olarak yoğun don risklerinin ardından ve mısır ekiminin biraz öncesindeki bir tarihe denk gelecek şekilde kenevir ekimi yapılmaktadır. Toprak nemliliği çimlenme için çok önemli bir değişkendir ve özellikle ilk 6 hafta boyunca yeterli yağış gereklidir. Yıllık 62-76 cm yağış, ortalama olarak ideal kabul edilmektedir.
Ekim Düzeni: Ekim düzeni türden türe çeşitlilik gösterebilmekte ve genelde tohum tedarikçisinden en doğru bilgi alınmaktadır.
Yağlık tohum: Birçok diğer tohumluk bitki gibi ortalama olarak 27kg/hektar yoğunluğunda direk tohumlama yapılmaktadır. 1kg a yaklaşık 54.000 tohum düşmektedir. Neticede ulaşılmak istenen ise m2 de yaklaşık 40-70 adet bitkidir.
Liflik Tohum: Lif üretimi için ekilen tohumlar yaklaşık 60-120 kg/hektar yoğunluğunda ekilir. Bu, çimlenme oranının yüksek olduğu ya da tohumların büyük olduğu koşullarda daha aşağıya çekilebilir. Ekimin yoğun olmasının sebebi, yüksek kaliteli sak lifi üretiminin kor lif üretimine göre daha yüksek tutulmasının gerekliliğidir. Sak lifi yoğunluğu vejetasyonun yoğunluğu ile birlikte artmaktadır fakat optimal yoğunluk bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir. Neticede hedeflenen yoğunluk ise ortalama olarak m2 başına 60-100 bitkidir.
Tıbbi Tohum: Tıbbi olarak yetiştirilen kenevirker kanabinoid üretimini maksimumda tutabilmek adına genellikle 70-100cm aralığında sıklıklarla ekilmektedir.
Gübreleme: Sıklıkla karşılaşılan bir mit kenevir bitkisinin azot ve potas bazlı maddelere ihtiyacı olmadığıdır. Kenevir üretiminde dekar başına 11-14 kg azot ve 5-8 kg arası fosfor ile 3.5 - 8 kg arası potas(potasyum seviyesini 250 ppm den yukarıda tutmak için) uygulanmaktadır. Kenevir, özellikle tohum üretimi hedeflendiğinde iyi bir azot gübrelemesine ihtiyaç duymaktadır. Fosfor seviyeleri toprakta orta - yüksek arası tutulmalıdır (>40ppm ort.) Kükürt 5000ppm in bir miktar üzerinde ve kalsiyumun 6000 ppm i geçmeyecek şekilde tutulduğunda doğru bir üretim koşulu sağlamaktadır. İyi havalandırılmış killi toprağın yanı sıra organik madde miktarının %3.5 dan yüksek olduğu koşullarda üretimdeki performansın arttığı gözlenmiştir. Kıyaslamak gerekirse kenevir, buğday ve mısıra uygulanan gübreleme ile benzer bir uygulamaya ihtiyaç duymaktadır.
Rotasyon: Kenevir bitkisi birçok sene boyunca aynı arazide üretim yapmaya izin vermektedir. Fakat haşere üremesi, özellikle kök solucanları, delici kurtlar, çürütücülerin varlığı bu durumu riske etmektedir. Kenevir, buğday ve bazı fasülyelerle dönüşümlü olarak ekilebilmektedir. Ontario,Kanada’da yayınlanan raporlara göre; kanola, soya fasülyesi ve ayçiçeği, kenevir bitkisinde beyaz küf ve bazı pestisit risklerini arttırdıkları gerekçesiyle üretiminde dönüşümlü olarak kullanılmaması gereken bitkiler olarak gösterilmiştir.
Hastalıklar : Tarihsel olarak mantar bazlı hastalıklar; gri küf(Botrytis cinerea) ve beyaz küf (Sclerotinia sclerotiorum) endüstriyel kenevir üretiminde en sık rastlanılan hastalıklar olarak rapor edilmiştir. Soya fasülyesi ile dönüşümlü olarak ekilmesinin bu hastalıkların görülme riskini önemli oranda arttırdığı bilinmektedir. Bunların yanı sıra Pythium enfeksiyonları, kök çürümesi, pirinç yanığı, yaprak bakterileri ve bazı viral enfeksiyonlar karşılaşılmış hastalıklardandır.
Böcekler: Mısır biti, kök kurtları, çekirgeler sıklıkla karşılaşılan böcek türlerdir. Birçok bitki türüne göre böceklere çok daha dayanıklı olmasına karşın mevsimsel olarak problemlerle karşılaşıldığı olmaktadır. Özel olarak kenevir için kayıt altına alınmış pestisitler bulunmamaktadır. Çoğu kenevir çiftliğinde ise 4 senelik rotasyonlar yapılarak böcek kontrolü sağlanmaya çalışılmaktadır.
Referanslar:
1) Baxter, J. 2000. Growing Industrial Hemp in Ontario. Agdex# 153/20. http://www.omafra.gov.on.ca/english/crops/facts/00-067.htm#fertility
2) Van der Werf, H.M.G. and W. Van den Berg. 1995. Nitrogen fertilization and sex expression affect size variability of fibre hemp (Cannabis sativa L.) Oecologia, 103: 462–470
Small, E. and D. Marcus. 2002. Hemp: A new crop with new uses for North America. p. 284–3) 326. In: J. Janick and A. Whipkey (eds.), Trends in new crops and new uses. ASHS Press, Alexandria, VA.
Comentários